WordPress, internetin temel yapı taşlarından biri olarak kabul edilir. Yaygın kullanımı, genel olarak istikrarı ve sessizliğiyle bilinir; nadiren büyük tartışmaların odağı olur. Ancak geçtiğimiz hafta, WordPress topluluğu, platformun temel ilkeleri üzerine büyük bir tartışmanın ortasına sürüklendi. WordPress'in kurucularından Matt Mullenweg, büyük WordPress barındırma sağlayıcısı WP Engine'i "topluluğa bir kanser" olarak nitelendirerek sert bir eleştiride bulundu. Bu açıklama, açık kaynak yazılımın ticari şirketler tarafından nasıl kullanılması gerektiği ve bu şirketlerin kullanımlarına karşılık bir şeyler vermeleri gerekip gerekmediği konusunda büyük bir tartışmayı tetikledi.
WordPress, açık kaynak kodlu bir proje olarak geliştirilen bir platformdur. Bu açık kaynak kod, WordPress'in dünya genelinde yaygın olarak kullanılmasını sağlıyor. Ancak bu açık kaynak yapının, ticari işletmeler tarafından nasıl kullanılması gerektiği ve bu işletmelerin topluluğa nasıl katkıda bulunmaları gerektiği sorusu, WP Engine ve WordPress arasında yaşanan bu tartışmada odak noktası haline geldi.
WP Engine, WordPress’in ücretsiz ve açık kaynak kodlu yazılımını kullanarak kendi WordPress barındırma hizmetini satıyor. 2010 yılında kurulan WP Engine, yıllar içinde 200.000'den fazla web sitesine hizmet veren bir platform haline geldi ve WordPress.com'un doğrudan rakibi olarak görülüyor. Ancak, WordPress'in kurucusu Mullenweg, WP Engine'in açık kaynak topluluğuna yeterli katkıyı yapmadığını ve bu ticari kazançların açık kaynak projeden beslenirken, topluluğa geri dönüş sağlanmadığını iddia ediyor.
Mullenweg, WordCamp etkinliğinde WP Engine’e sert eleştiriler yönelterek, şirketin sadece ticari kazanç elde etmeye odaklandığını ve topluluğun açık kaynak ideallerini hiçe saydığını belirtti. Özellikle WP Engine'in, WordPress.org’a haftada sadece 40 saat katkıda bulunmasını eleştirerek, bu durumun kötü bir örnek teşkil ettiğini ve diğer ticari şirketlerin de bu tutumu benimsemesinin WordPress'in geleceğini tehlikeye atabileceğini söyledi. Mullenweg, WP Engine’i, WordPress ekosistemini "soyup soğana çevirmekle" suçladı ve kullanıcılarına "daha kötü bir deneyim sunarak" kazanç elde etmeye çalıştığını belirtti.
WP Engine, Mullenweg’in bu eleştirilerine sessiz kalmadı. Şirket, Mullenweg'in kendilerinden büyük bir ödeme talep ettiğini ve bu talepleri reddettikleri için "ağır yaptırımlarla" tehdit edildiklerini açıkladı. Mullenweg'in, WP Engine’i WordPress topluluğunda itibarsızlaştırmak için adımlar attığını ve şirketin WordPress.org sunucularına erişiminin kesildiğini belirtti. Bu durum, WP Engine kullanıcılarının WordPress eklentilerini ve temalarını güncelleme ve yükleme işlemlerini zorlaştırdı.
Bu tartışma, WordPress topluluğu içinde büyük bir bölünmeye neden oldu. Bir yanda, WP Engine’in açık kaynak projeye daha fazla katkıda bulunması gerektiğini savunanlar, diğer yanda ise Mullenweg’in gücünü kötüye kullandığını ve ticari kazançlar uğruna açık kaynak ilkelerini zayıflattığını düşünenler var. Ayrıca, bazı topluluk üyeleri, bu tartışmanın WordPress'in çatallanmasına neden olabileceği endişesini dile getirdi.
Sonuç olarak, WordPress’in ticari ve açık kaynak topluluğu arasındaki bu gerilim, platformun geleceği için önemli bir dönüm noktası olabilir. Açık kaynak yazılımlar ticari kazançlarla nasıl dengelenmeli? Şirketler, açık kaynak topluluğuna geri vermekle yükümlü mü, yoksa yalnızca mevcut kurallara uymak yeterli mi? Bu sorular, WordPress ekosistemindeki bu tartışmanın merkezinde yer alıyor.